HAYATIN MANASI İMAN İLE BULUNUR

Necati Karataş

Allah’ın rızasına erişebilmek, bütün Müslümanların arzusudur. Ancak bunu sözden, temenniden eyleme dökebilmek zordur.

İmandan dolayı sıkıntılara düşüldüğünde gösterilen sadakat, imanın kalitesini ortaya çıkarır. Her türlü zorluğa karşı kişi Rabbine bağlı kalabiliyorsa sağlam bir imanı var demektir.

İmanı şekillendiren Yüce Kitabımız’dır. Ona yaklaşım tarzı sağlam bir akidenin oluşmasında büyük önem arz eder.  Sadece dinlemek veya bilgi sahibi olmak için Kur’an’a yönelmek kişide imanın yerleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlamaz. 

Sahabe Kur’an’a sadece işitmiş olma için yaklaşmamışdır. Vahye ait bir şey duyduklarında temel ilkeleri “İşittik ve itaat ettik.” olmuştur.

Ancak günümüzde;

İmanlı kalp ile amelsiz hayatın aynı anda bir kişide olabilmesine şahit oluyoruz. Bu durumun oluş sebeplerini asırlar önce sahabe bizlere haber vermiştir. Abdullah ibn Ömer  şöyle demiştir:

“Biz Kur’ân’dan evvel imanı elde etmeye çalıştığımız uzun bir dönem yaşadık.  Kur’an sûre sûre nazil oluyordu. Bu sûrelerin helâl ve haramını, emir ve yasaklarını öğrenirdik. Şimdi ise imandan evvel Kur’ân’a yapışan, Fatiha suresinden başlayarak sonuna kadar okuyan, fakat ‘Kur’ân’ın emri nedir, yasağı nedir ve neyin yanında durmak gerekir?’ katiyen bilmeyen, okuduğu Kur’an ayetlerini çürük hurmalar gibi sağa-sola serpen nice kişiler görüyorum.”

Arkadaşlar;

Gündüzü ve geceyi, sıcağı ve soğuğu, tatlıyı ve acıyı, siyahı ve beyazı, güzeli ve çirkini, mutluluğu ve hüznü, dünyayı ve ahireti yaratan, böylece manayı var eden

Beyazın gölgesi siyah, sevincin gölgesi gam, zalimin gölgesi mazlum görünüyorsa bunların gerçekte ne olduğunu hakkıyla bilen Allah’ın kulları olmaya gayret edelim.

Çünkü; Dünya ve ahiret birbirini takip eden iki hayattır. Birinde imtihan edilirken, diğerinde karşılığını alıyoruz. Arkadaşlar Dünya-ahiret dengesini iyi kurmak zorundayız.

Yalnız biri tercih edilerek yaşayamayız.

Dünya hayatımız geçici bir konaklama yeridir. Ahiret ise sonu olmayan ebedi bir hayattır…

Allah'ın rızasına koşan muttaki kullar için elbette ahiret yurdu daha hayırlıdır. Bu nedenle ibadetlerin şekilselliğinden sıyrılıp, İslam'ın ahlakını özümüze yedirmeliyiz

Kalın selametle

Paylaş: