Dijital Bağımlılık

Serdar Mirza Mollabey

Uyanır uyanmaz ellerimiz telefonlara uzanıyor

Bağımlı,

Tutsak,

Hayatı kaymış birer Keş gibi...

Ve günümüz dijital bağımlılığımızla başlıyor

Twitter

Facebook

İnstagram... Vs.

Açılan tağlar,

Yapılan paylaşımlar gündemimizi belirliyor

Bu mecrada saflar net

Komutunu alan sipere koşuyor

Her bağımlının derdi ve mücadelesi ayrı,

Siyasi,

Dini,

Sosyal,

Magazinsel,

Sporsal,

Yada hiç bir amaç içermeyen öylesine paylaşımlar...

Ya destek yada yargılama talepleri

Ya yanındayız yada had bildiriyoruz

Farkında olmadan dijital bir çatışmanın içinde görüyoruz kendimizi...

Aldığımız pozisyona göre konuşlandığımız cepheyi var gücümüzle müdafaa mücadelesi veriyoruz...

Dünki çatışmamın bir cephesinde sayın sofuoğlu hocamızı müdafaa ederken diğer cepheden farklı bir güruhla mücadele halindeydim...

Bugün?

Yarın?

Ve günümüzün çoğu bu şekilde geçiyor...

Evet bu yeni düzen,

Uzakları yakın, yakınları uzak etmektedir...

Oturduğumuz koltuktan binlerce kilometre ötelere ya mühimmat yada muhabbet taşıyabiliyoruz.

Ama dizimizin dibinde duranların farkına varmadan...

Kalabalıklar içinde yalnızlaşırken,

Yalnız bir ortamda kalabalık bir ruh hali yaşayabiliyoruz...

Konuşurken,

Çay içerken,

Bir dost meclisinde Muhabbet ederken bile

İstemsiz bir şekilde ellerimiz durmadan telefonlara uzanıyor.

Ağır bir bağımlılık yaşıyoruz...

Hem Sosyolojik,

Hemde psikolojik bir travma geçiriyoruz.

Ve birer mankurt'a dönüşüyoruz...

Bilinçlerimiz kontrol altında tutuluyor...

Çatışmalara sürülüyoruz...

Öyleki

Kendimizi bir eylemin,

Bir Grevin,

Ayaklanmanın veya

Darbenin içinde buluyoruz...

Arap baharı tamda böyle başlamıştı

Yada gezi olayları...

Kim kurguluyor?

Kim yönetiyor algımızı?

Nasıl bir güç?

Hem ülkemizde

Hem tüm dünyada

Aynı anda

Bürokrasiyi

Adli kurumları

Veya

Siyasi otoriteyi nasıl harekete geçirebiliyor?

Tutuklananı salıverebiliyor

Veya salı verileni tutuklatabiliyor.

Yada idari işlem yaptırabiliyor

Kişiyi koltuk sahibi de yaptırabiliyor

Koltuğundan da...

Yada mahremiyet bırakmıyor...

Çoğu kimselerin akşam ne yediklerinden

Ne giyindiklerine,

Kaç çocuklu olduklarından çocuklarının kıyafetlerine ve hatta herbirinin doğum gününe, yada makyajlı, makyajsız hallerine, en mahrem resimlerine,

Edep sınırlarını zorlayan her tür bilgilerine tüm toplum vakıf?

Ve bu durum gittikçe normalleşiyor

Nasıl bir güç?

Sessizce kuşatıldık...

Sessizce değerlerimiz yontuldu..

Ve sessizce bağımlı birer mankurta dönüşmekteyiz...

İnsanı dönüştüren dijital düzenin Manevi, Ahlaki, İnsani dokunuşlarla İnsanın doğasına uygun bir geriye dönüş yaşaması ümidi ile...

Dua ile...

Paylaş: