OKUMADA KİLİT NOKTA: NİYET VE BAKIŞ AÇISI

SELAMİ ÇEÇEN

Okuma insanlığın en mühim konularından biri. Her insanın gerek dünya hayatını gerekse ahiret hayatını en çok etkileyen olguların başında gelir okuma. Zira Kuranın ilk emri “Oku” dur. Fakat Yaradan Rabbinin adıyla oku. Evet, okuma gerek toplumsal olarak insanlığın gerek fert bazında her insanın hayatının kilit noktasıdır. Okuma insan için kilit nokta olduğu gibi okumanın da kilit noktası niyet ve bakış açısıdır.

 

Okuma yaparken niyetimiz ve bakış açımız hiç şüphesiz hayatımızın ve ahiretimizin seyrini belirleyecektir. Evet, bahsettiğimiz okuma sadece kitap okuma değildir. Okumanın sınırları geniştir: kitap, insan, toplum, dünya, güneş, evren... Kısacası yaratılmış her şey okumaya değer birer kitaptır.

 

Evet, asıl konumuza gelelim okumada niyet ve bakış açısı nedir ve okumanızı ve hayatımızı nasıl şekillendiriyor bu.

Meseleyi bariz bir örnekle açıklayalım. Kâinat kitabı üzerinden açıklayalım. Kâinat kitabı uçsuz bucaksız bir kitap. Hepimizin malumudur ki bu kitabın birçok okuyanı var. Bizim gibi basit yüzeysel okuyanlar olduğu gibi akademik bir şekilde okuyanlar da var. Bunlardan biri Üstad Bediüzzaman’dır mesela. Üstad ve onun çizgisindeki okurlar halis bir niyetle ve kuranın istediği bakış açısıyla okuyorlar kâinatı. Diğer tarafta ise batılı zihniyetteki bilim adamları. Bunlar ise art niyetli şüpheci bir bakış açıyla ve materyalist bir bakış açısıyla okuyorlar bu kitabı.

Evet, kitap aynı. Fakat okumalar arasında derin uçurumlar var. Bir taraf okumasının sonunda kâinat halıkını bulurken diğer taraf ise kâinat halıkını inkâr ediyor. Ne büyük bir uçurum. Evet, lafı fazla uzatmanın manası yok zannımca. Sadece bu örnek üzerinden bile okumada halis bir niyetin ve istikameti bir bakış açısının ne kadar önemli olduğunu anladık herhalde.

Vesselam…

Paylaş: