Dilini koparmayacaktıysan bari belini bükmeseydin

Muhammed KILIÇ

Hak ve Batıl çatışması Hazreti Adem'den (a.s) itibaren Habil ve Kabil ile başlayıp, kıyamete kadar da devam edecektir.
Özellikle Cumhuriyet döneminden sonra çağdaşlaşmak(!) adı altında Müslümanlar çok tehlikeli bir yola girdi.

O nedenle bugün duruşumuz eksik ve eğiktir. Bir anda fıtratımız gereği dik duruyoruz ve gerisinde güce itaat ediyoruz. Bu zaafımızı, eksikliğimizi, Batı fırsata çeviriyor. Aklımızdan bile geçmeyen ahlaksızlıkları bizlere artık normalleştirdi. Medenileşmek adına haya duygularımıza müdahale etti. Bakışlarımıza İslam’ın öngördüğü şartlar değil de İslam dışı dünyanın gözümüze taktığı gözlükler hakim oldu. Bugün Batı, tiyatro, sanatçı bozmaları, kumar, piyango, at yarışı, maç, alçaklık sergileyen filmler ile geliyor. 
Oysa ki İslam ile Batı zihniyeti asla beraber olamaz. Toplumumuzdaki vitrin kadınları neden dokunulmaz olsun ki, her hakaretleri neden kendilerine kar kalsın?
Vitrinlikler, erkeklerin arzularının kölesi değillerse, nedir bu rezaletleri?

Sinemada soyunmak mı podyumlarda açılıp saçılmak mı sanat? Acınacak durumda olmaları onları özgür kılmaz, dilleri pervasız olmamalı.
Asıl istekleri aklımızı, kalbimizi İslam’dan başka yöne çekmek değil mi?
Bugün inancımızı muhafaza edemiyoruz. Dik durmayı bilmiyor, eğilip bükülüyoruz. Bugünün Türkiyesi ne halde içiniz acımıyor mu?

Sezen Aksu'lar neden bu denli cesur? Peki, Sazanların gençliğe faturası kimin üzerinden kesilecek? Gençliğin kurtuluşu için en ufak bir çaba göstermeyen siz idareciler, kendinizi suçsuz görünce kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz?

Dik duruş bu mu?  Kimindir esrarkeş gençler? Kimindir yuvalardaki babasız çocuklar?  Kimindir kumar yüzünden yıkılan yuvalar? Ölenler, sürünenler…

Bugün bu vahşet ve tüyler ürpertici olaylardan kim suçsuzum deyip de sıyrılabilir? Halkı gibi yaşamayan, halkının ne yaşadıklarını nereden bilsin. Saraylardan sokaklar okunmuyor. Tütmeyen bacalar görülmüyor. Karnına taş bağlamış bir anne, kulaklarını kapatmış bir baba ve avazı çıktığınca ağlayan bir bebeğin sesini nasıl duyacaksınız ki?


Duymazsınız!!


Kendinize gelin.
Zararın neresinden dönülse kardır. Hatamızı anlarsak, dönüşümüz de o kadar kolay olur. Batı anlayışının zihnimize bulaştırdığı bakışla İslam’ı anlayamayız.

İslam’ı bugün öyle kavramak zorundayız ki, kendimizi şimdiye kadar İslam hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi kabul edeceğiz. İlk Müslümanlar nasıl Müslüman olmuşlarsa, biz de onların yolunu izleyeceğiz.
İnşallah diyelim bir ümit.

Paylaş: