KÜRDİSTAN REFERANDUMU (2)

Sait ŞAHİN

Bir kere Kürt meselesi, ister kabul edin ister etmeyin, bir halkın yaşadığı coğrafya dört parçaya bölünerek ortaya çıkarılmış bir sorundur.

Dört parçaya bölünmüş bir halk, dört parçanın idarecilerine senelerce dövdürülmüş. Dövdürülmüş ifadesi basit bir dövme olarak algılanmasın. İçinde inkarların, yasakların, asimilasyonların, katliamların, sürgünlerin, ağır işkenceler ve cezaların olduğu bir dövme.

Tabir-i caizse Türkiye, İran, Suriye ve Irak, İngilizler ve Fransızların çıkardığı yangında yüzyıla yakın bir zaman Kürtleri yakmaya çalıştı.

Şimdi Irak Kürdistanı bu yangından çıkmak, kurtulmak istiyor.

Aslında bu sorun yüzyıl önce oluşturulurken Türkiye, İran, Irak ve Suriye karşı çıkmalıydı. Tamahkar davranıp Kürdistan'ın ve Kürtlerin bölünmesine iştirak etmemeliydiler. Ümmet içinde ekilmek istenen fitne tohumlarına rahim görevi görmemeliydiler.

İngilizler Sevr ile bir Kürt devleti kurmak istedikleri ve bunu Kürt lider Şeyh Mahmut Berzenci'ye teklif ettikleri zaman, Şeyh Mahmut Berzenci teklifi yırtıp atıyor ve biz hilafetten ayrılmayız, diyor.

Yani hilafet/ümmet topraklarını bölmeyiz diyor. Türk, Fars ve Arap idareciler ise İngilizlerle ortak hareket edip, ümmet adına kendi hakkından feragat eden bu sadık ve fedakar halkı ve topraklarını dörde bölüyor. Bununla da kalmıyor, yüzyıla yakın bir süre Kürtlere kahrediyor ve hayatlarını cehenneme çeviriyorlar.

Özellikle Türkiye ve İran, bu sorunun oluşmasında ve bu hale gelmesindeki tarihi rollerini görmeli.

Doğrudur; ABD ve israil, yarım kalan işi tamamlamak istiyor.

Bir BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) olduğu ve bu projeye göre 22 İslam ülkesinin parçalanmak istendiği de doğrudur. Bunların arasında Suriye, Irak, İran ve Türkiye'nin olduğu da doğrudur.

Peki, sormazlar mı insana; bütün bunlar var da, sen neden ABD ile ortak hareket edip, Suriye'nin bu hale gelmesinde ve fiili olarak bölünmesinde rol aldın!?

Zulüm ve basiretsiz politikalarla Kürtleri soruna dönüştüren sen, ümmet ümmet deyip tutuşan biz; gelinen noktada kardeşçe çıkış yolu gösterdiğimiz ve doğruları söylediğimiz için biz hain, sen temiz!!!

Bu akıl ve düşmanlıkla ancak İngiltere, ABD ve israile bir Kürt devleti kurdurursunuz!

Türkiye ve İran bu meselede kendi içlerinden korkuyorlarsa, bunun çözümü, Kürtlere ve oluşmuş statülerine savaş açmak değildir. Çözüm; dışarıda Kürtlerin ABD ve israilin eline düşmemesi için, Kürtlere dost eli uzatmak ve dostane süreçler yürütmektir; içeride de hızla Kürtleri kazanacak adımlar atmaktır. Bunu yaparlarsa dışarıda bir Kürt devleti kurulsa da her iki ülke, kendi içlerindeki Kürtlerden emin olur.

Yanı başımızda onlarca Arap devleti var olduğu halde, Türkiye'de (Mardin, Siirt, Urfa, Antep, Hatay'da vs) yaşayan milyonlarca Arap nüfus sorun oluşturmadığı gibi, dışarıda bir Kürt devleti kurulsa da Türkiye kendi içindeki Kürtleri tehlike ve sorun olmaktan çıkarabilir. 

Bu konuda Türkiye son derece avantajlı durumda da. Diğer üç ülkede Kürtler kopuk bir halktır, Türkiye'de ise Kürtler hem coğrafya ve hem de akrabalık olarak Türklerle iç içe geçmiş bir halktır.

Üç milyon Kürt İstanbul'da, yüzbinlerce Kürt Bursa'da, İzmir'de, Antalya'da, Adana'da, Konya'da, Kocaeli'de... Üç milyon civarı Türk-Kürt birbirinden kız alıp vermiş. Yani Türkiye'de Kürdün kanı, Türkün kanına karışmış bir vaziyette.

Bu karışım Türkiye için büyük bir avantaj iken, Türkiye'nin dışarıda sergilediği Kürt düşmanlığı bütün bunları heder edebilir.

Son söz; bölünmeye karşıyız, adalet üzerine birliktelikten yanayız. Ancak bu zeminin kalktığı yerde sergilenen Kürt düşmanlığının, bölünmeyi daha derinleştireceği ve daha tehlikeli ve zararlı hale getireceğinden, farklı devletlerin kardeşliğinin de olabileceğini söylüyoruz.     

Paylaş: