Eli açıklığın böylesine ne denir?

Hasan KAYA

Geçtiğimiz günlerde Trump denen zavallının Kudüs’ü israilli teröristlere lütfetmesi ve akabinde müslümanların vahdet yolunda ilerleme kat etmeleri,  siyasi kesimlerin üzerlerine düşeni yapmaya çalışmaları ve en son İslam İşbirliği Teşkilatının kararları ve birleşmiş milletlerdeki oylama neticesinde dünyada büyük şeytan ABD ve İsrail teröristlerinin yalnız kaldıkları gibi bir görüntünün konuşulmasını ve insanların buna ciddi noktada inanmaları yeni oyunlara gebe bir durumu çağrıştırıyor.

Tabi müslümanların birleşmeleri, tek vücut olmaları, mukaddes değerlerine dil uzatmaya kalkan şeytani güçlere karşı göstermiş oldukları tablo olması gereken ve takdir edilmeye layık.

Lakin müslüman ümmetin büyük şeytan ABD ve terörist evladı israil in yürürlüğe koyabileceği büyük oyunlara dikkat etmeleri aşırı derecede önem arz ediyor. Karşımızda fesat çıkarmada ve oyunlar tezgâhlamada ne kadar büyük bir şeytani güruhun olduğunu unutmamalıyız! Kudüs konusunda birleşen ümmeti paramparça edebilecek oyunlara karşı çok dikkat etmeliyiz. Arap baharı diye başlayan rüzgârı Arap zehirlenmesine çeviren ve daha büyük kangrenlere çeviren bir şeytani güruhla karşı karşıyayız. Türkiye’de yakın zamanda FETÖ yapılanmasıyla neler yaptıklarına şahit olduk. Esasta son darbe girişiminin başarısız sonuçlanmış görünmesi lakin insanları dini birçok olguya karşı kin ve nefrete itmiş olması şeytani güçler için yabana atılmayacak kazanımlardır. Bu gibi hadiselerde sevinirken biraz daha düşünmemiz gerektiğini görüyoruz. 

İnat ve hainlikte, zulüm ve fesatta hiçbir şeyden çekinmeyen bu şeytani kesimin yeni oyunlarına karşı azami dikkatli olmalıyız. Hele bizim kazandığımızı sandığımız bazı konularda kendilerine kazanç sağlamada çok sinsi olan karşı tarafı asla küçümsememeliyiz. Bizler en ufak olumluluğu dahi hoşnutlukla karşılıyoruz,   hakkımızdır sevinelim. Fakat şu da var ki thedor herzl gibi bir siyonistin sırf kendilerine vadettikleri topraklara gömülmek için cesedini elli yıl topraksız bırakmaları ne kadar zor bir düşmanla karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlatıyordur.

İslam ve batıl medeniyetlerinin birbirleriyle çatışma ihtimalinin neticesini çok iyi bilen büyük şeytanın hile ve tuzaklarıyla medeniyet içi çatışmaya dönüşen bu günkü durum ve kendilerine sağladıkları kazanımları düşündüğümüzde, asla kendimizi kaybedecek derecede zafer sarhoşluğuna kaptırmamalıyız. Her an hazırlıklı olmalı ve vahdetin kalıcılığını sağlamak için her adımı atmalıyız. Büyük şeytanın oyunlarına ferasetli bakışla değerlendirme yapmalıyız.

Durum bu iken abdnin kendini ve evladı israili tek bıraktığı gibi bir görüntüyle karşılaşmamız eli açıklığın bu kadarına ne demeli dedirtiyor.

Rabbim şeytani güruhun fitne ve fesatlarına karşı bize feraset versin.

Selametle...

Paylaş: