Depremin Ardından Kiralar

Serdar Mirza Mollabey

İnsanlığın hastalık kokan vicdanına da aşı üretmek mümkün olur mu? 
Deprem, Salgın derken Elâzığ’da fiyatlar aldı başını yürüdü...
Her yeni musibet ıslahtan ziyade ifsada yarıyor.
İnsanoğlu  her musibetten sonra daha çok hataya düşer oldu.
Oysa Rabbim beni ikaz etti 
Yeni bir fırsat verdi demeli, 
düşünmeli, ders çıkarmalı ve ibret almalıydık.
Ölümler, imtihan ve musibetler bizi etkilemiyor artık. 
Hayatta kalanlarımızın aklına ilk gelen şey 
Bu musibette hangi kalem prim yapar? oluyor 
Neden bu kadar dünyevileştik?
Batının kapital sevdası bizi nasıl bu kadar esir alabildi? 
Salgın gibi yayılan bu hastalığın da ilacı, aşısı, tedavisi yok mudur? 
Merhametin, insafın, vicdanın olmadığı yerde huzur olur mu? 
İman olur mu? 
Ahlak olur mu? 
Bunlar yoksa şekilde insan olmanın ne kıymeti var? 

Depremin ardından kiralar, 
Salgının ardından dezenfektan ve kolonya gündem olmuşken, 
Şuan her kalem avuç yakıyor... 

Her şey ateş pahası 
Dar gelirliler kiralarını ödeyemez durumda,
Yıkılan şehirden geriye kalan konut stoku yetersiz, 
Önümüz kış, zorda kalanlar gücünün üstünde kira ödemeye razı oluyor 
Marketlere giren vatandaş gramla malzeme alabiliyor.
Eczanelerde de maalesef durum aynı 
Salgınla ilgili ne kadar ilaç, ateş ölçer vitamin varsa salgın öncesinin bir kaç katı fiyata satılıyor.

Nereye gidiyoruz? 
Nasıl bu kadar fırsat kollar olduk? 
Bazan durdurun dünyayı inecek var diyesi oluyor insanın. 
Hakikaten maneviyat ölünce dünya haz vermiyor,
Huzur vermiyor, 
Güven vermiyor.

Maneviyat ikliminin "El Aziz" ünvanını hediye ettiği şehrimizde; 
Maneviyatın, 
Diğergamlığın,
Kanaatin, 
Anlayışın, 
Merhametin, 
Hoşgörünün, 
yeniden yeşermesi duası ile...

Paylaş: