43,6193
38,5383
4.016,84
Malumunuz, birkaç köşedir bu konuyu işlemeye çalışıyoruz.
Çünkü yaşadığımız acı tecrübeler gösteriyor ki, mesele sadece akademik başarı değil,
toplumun ve insanın temelini oluşturan ahlakı yeniden inşa etmek mecburiyetindeyiz.
Bu yüzden bu yazı dizimize bir süre daha devam edeceğiz.
Zira bu mesele, bugün tartıştığımız birçok sosyal problemin kaynağında duruyor:
Çocuklarımızın ruhunda açılan yaralar, ailelerin yaşadığı tarifsiz sarsıntılar,
ve maalesef her geçen gün artan toplumsal çözülme...
İslam, insanın ahlaki ve manevi gelişimini merkeze alan kapsamlı bir değerler sistemine sahiptir.
Kur’an-ı Kerim’de "Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder..." (Nahl, 16:90) ayeti, bu değerler sisteminin temel taşlarını özetler.
Takva, ihsan, sabır, şükür ve emanet gibi kavramlar, bireyin hem Rabbine hem topluma hem de kendisine karşı sorumluluklarını düzenler.
Aynı çizgiyi, Peygamber Efendimiz'in "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk) hadisi de vurgular.
İslam’da değerler eğitimi sadece bir bilgi aktarımı değil, insanı bütünüyle dönüştüren bir süreçtir.
Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde, işte bu eğitimin hayatımızdan çekilmesi var.
Bir veli alatmıştı:
Sabah erkenden kalkıyor, çocuğunu en temiz duygularla okula gönderiyor,
işe gidiyor.
Sonra bir telefon...
"Çocuğunuzla ilgili acil bir durum var."
Koşa koşa okula varıyor ve evladını köşede ağlarken buluyor.
Arkadaşları onu sadece telefonu eski diye darp etmiş, görüntüleri kaydedip sosyal medyada paylaşmışlar.
Ve o anda, sadece bir çocuk değil, bir aile yıkılıyor.
Bu, münferit bir olay değil.
Düzce’de, Diyarbakır’da, İstanbul’un bir semtinde…
Her gün yeni bir hikâye yazılıyor.
Ortak noktaları: Akıl almaz bir hoyratlık, vicdan suskunluğu, merhametsiz bir toplumsal iklim.
Bir başka veli anlatıyor:
Kızını saçından sürüklemişler, ayaklar altında çiğnemişler.
Sınıf arkadaşları, sanki bir oyun oynuyormuş gibi gülüşerek videoya almışlar.
O çocuğun, o an yerle bir olan insan onurunu, hangi sınav sistemi tamir edebilir?
Bunlar buzdağının sadece görünen kısmı.
TIMSS 2023 verilerine göre, çocuklarımızın %16’sı her hafta sistematik akran zorbalığına uğruyor.
Ve bunun içinde utandığı için, korktuğu için susan binlerce çocuk yok.
Şimdi soralım:
Biz eğitim sistemine hangi değeri koyduk ki böyle bir nesil yetişiyor?
Sadece bilgi yükledik.
Yarışa soktuk.
Başarıyı putlaştırdık.
Ama kalbine merhamet, vicdan, adalet koyamadık.
Namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin ruhunu; sabrı, paylaşmayı, disiplini öğretmesi gerektiğini unuttuk.
Peygamber kıssalarını, sahabe hayatlarını sadece kitaplarda bıraktık; hayata geçiremedik.
Çocuklarımıza test çözmeyi öğrettik.
Fakat bir arkadaşının acısına nasıl ortak olunacağını öğretemedik.
Bu noktada çözüm açık:
İslam’ın teklif ettiği değerler eğitimini yeniden hatırlamak.
Gazali'nin dediği gibi, nefsin terbiyesi, kalbin safiyeti esas alınmalı.
Said Nursi'nin vurguladığı gibi, iman-ahlak bütünlüğü içinde, pozitif bilimlerle dinî değerleri harmanlamalıyız.
Ve çağdaş eğitim modellerini, oyunla, hikayeyle, uygulamalı yöntemlerle bu değerlerle yoğurmalıyız.
Bugün eğer dijital dünyanın ahlaksızlaştırıcı akıntısına karşı durmak istiyorsak,
kültürel kimliğimizi korumak istiyorsak,
ve en önemlisi evlatlarımızın yüreğini korumak istiyorsak,
ahlak eğitimini her şeyin merkezine koymak zorundayız.
Aksi takdirde, her sabah evladını dualarla uğurlayan bir baba,
her akşam gözyaşlarıyla karşılamaya devam edecek.
Ve unutmayalım, kaybedilen sadece bir çocuk değil,
bir toplumun geleceğidir.
Bu yazı dizimize devam edeceğiz. Zira, sadece şikayet etmek yetmez; çözüm için hep birlikte düşünmek ve adım atmak zorundayız.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.