Amerika emperyalizminin niyeti

Emperyalizmin, özellikle de Amerika’nın Ortadoğu ve Müslümanlar ile ilgili niyetleri, bakışları asla değişmiyor. Dün ne idiyse bugün de odur. Ne yazık ki Müslüman yöneticiler bu durumu görmezlikten, bilmezlikten geliyorlar. Onların suyunda olma, birlikte görünme, büyüklük duygusunu onların gölgesinde yaşamadan vazgeçilemiyor. Oyunlar oynanıyor, darbeler ve katliamlar oluyor, bölge kan gölüne dönüyor, sonuç hiç değişmiyor.

Suriye’de artık ABD bizim komşumuz. Bunu daha önce de dile getirmiştik bu köşede. Askeri araçları, tankları, toplu gösterileri gözlerimizin önünde açık seyrediyor.

Türkiye bir NATO üyesi, güya. Sadık bir üyesine karşı fiili bir savaş başlatmış bulunuyor. Güney sınırımıza konuşlanması İsrail siyonizminin rahat soluklanması için. Bu, yeni bir niyet değil.

Güneri Cıvaoğlu 1991 yılında Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde bir otelin 8. katında bir toplantıya davet ediliyor. Orada Amerikalı bir yarbay tarafından brife ediliyor, bilgilendiriliyor. O zaman Sabah gazetesinde yazıyordu. Bu toplantıyla ilgili bilgileri kısmen köşesine taşıdı. İkinci yazısı 22 Haziran 2010 tarihinde Milliyet gazetesindeki köşesinde yer aldı. Öncekinde, iyi anımsıyorum kimi bilgiler yoktu. İkincisinde yeni bilgiler de vardı. Örneğin bu toplantıya Türk gazetecileri davet ve organize eden Yaşar Yakış. O zaman Suudi Arabistan konsolosu. Yaşar Yakış AK Parti kurucularından ve ilk dönem dışişleri bakanı. Güneri Cıvaoğlu, Yaşar Yakış ile ilgili bilgiyi ikinci yazısında verdi. Şimdi aynı konuyu üçüncü kez köşesine taşıdı. 02.05.2017, Milliyet Gazetesi’nde yer aldı.

Yazının önemi şurada. Konuyu kendisinden alıntılayalım. “Körfez Savaşı sırasında Suudi Arabistan’dayım, ABD kumanda merkezi olarak kullanılan otelin bir odasında dinlediklerim dehşet verici.

Amerikalı yarbay duvardaki harita üzerinde Türkiye’nin Güneydoğu’sunu ve Kuzey Irak’ı işaret ediyor. Avcunu o coğrafyanın içinde dolaştırırken şöyle diyor:

“Savaş bitecek, Amerika Irak’tan çekilecek. Giderken silâhların büyük bölümünü bırakacak. Bunlar[ın] içinde ağır silahlar, roketler de olacak. Yöredeki Kürtler bu silahları alacaklar ve Türkiye’ye karşı kullanacaklar. Toprak isteyecekler. Türkiye, ya istedikleri toprağı verecek ya da vermeyecek ve savaşacak.

Yarbay, iyi derecede Türkçe konuşarak anlatıyor bunları. Kulaklarıma inanamıyorum: ‘Ya NATO ortaklığı ya ülkelerimiz arasındaki dostluk’ diye soruyorum, oralı olmuyor.”

Güneri Cıvaoğlu dışında başka gazeteci var mı bilmiyoruz. “Davet edildim” diye belirtiyor.

Cıvaoğlu’nun bu yazısı yayımlandığı sırada, Kadıköy’de bir sahaf dostumun dükkânında bu konuyu açtım. Onun eşi de gazeteciydi. Yakın bir zamanda Taksim’de bir otelde yapılan bir toplantıya gazeteciler davet edilmiş Güneydoğu ile ilgili bilgiler verilmiş yeni bir yapılanmadan ve süreçten bahsedilmiş. Gazetecilere “kendinizi buna alıştırmalısınız” anlamında bir öneride bulunulmuş.

1991’deki Irak işgalinden beri süregelenler ortada. Amerika’nın eylemi niyet olmaktan çoktan çıkmış, fiili bir duruma dönüşmüş. Kendisi devrede.

Türkiye’nin merhum Özal’dan beri süregelen politikalarının artık bir karşılığı yok. Tam tersi zamanla bizi bir batağa sürüklediği bugün ortada. Özal’ın siyasal çizgisini sürdüren AK Parti’nin politikalarının sonucu da ayan beyan. 

Beşşar Esad’ın diktatörlüğü, zalimliği, Suriye’ye demokrasi ve özgürlük getirileceği bahane edilerek paramparça edildi. Suriye ile ilgili girişimlere itirazımızı bu köşede sıklıkla dile getirdik. Biz, Esed’ci, Şia yanlısı olarak nitelendirildik. Hakkımızda bir kampanya yapıldı.

Suriye’de korkunç olan savaş süregeliyor. Durmayacak gibi. Bu yazıyı yazdığım sırada Suriye ile ilgili harita ve planlar yayımlandı.

Süreç hızlı ilerliyor. Bölgedeki Müslümanlar zaman geçirmeden birlikteliğe yol almalı.

(Milli Gazete)

 

Paylaş: