Onlar olunca Hukuk Müslüman olunca Guguk...

Serdar Mirza Mollabey

Ayrımcılık,

Nefret,

Kin ve Düşmanlığa tahrik,

Hakaret,

Darp sıradanlaşmış durumda

Dün metroda, metrobüste, alışveriş merkezinde veya caddede, bugün belediye otobüsünde...

İsrailli fanatik bir Yahudinin bir Filistinliyi yoldan çevirip tartaklaması kadar normalleşti saldırılar.

Ve artık gündem dahi olamıyor.

Dün,

Deniz Çakır olayı vardı, yada kaldırımda yürürken saldırıya uğrayan genç kızlar, yürürken kafasına yumruk yiyen türbanlılar, otobüste, havaalanında hakarete uğrayan sarıklı vatandaşlar veya Çarşaflı hanımlar.

Ülkeyi terkedin diye çığlık atanlar...

Suudi Arabistanın yolunu gösterenler...

Tehdit edenler...

Sövenler vs...

Sahi birde Halil Sezai olayı vardı...

67 yaşındaki adamı kameraların şahitliğinde ezanmı okudun? deyip evire çevire öldüresiye  dövmüştü...

Ne oldu o olay? yada olaylar?

Şimdi de İzmir

Bir belediye otobüsü

Çarşaflı bir kadın

Ve alçak bir saldırgan

Tekme, hakaret, tehdit ve yumruk.

Ne ilk saldırı bunlar nede son...

Yani geçmişten bugüne değişen çok şey yok.

Kendilerini devletin sahipleri olarak ilan eden azgın bir azınlık var ortada(!)

Ve caza yasaları caydırıcı olamıyor.

İnançlı bir Müslüman,

Kadın veya erkek,

Ailece veya yalnız

Kimseye zararı dokunmadan,

Sadece türbanı, çarşafı, takkesi veya sakalı  yüzünden,

Toplum içinde, otobüste, metroda, çarşıda veya restoranda yemek yerken, çay içerken veya dışarıda herkes gibi dolaşırken

Aşağılanabiliyor,

Hakarete,

Tehdite,

Darp edilmeye maruz kalabiliyor...

Ve yasalarımız sadece çıkan gürültü üzerine saldırganı birkaç gün tutuklamaktan başka da birşey yapamıyor...

Konu diğer cenahtan,

Memleketin sahiplerine yönelik ayrımcılık, kin, veya nefret kaynaklı olmasa dahi bir eylem olunca kelimeler bile silah sayılıyor...

Arsızlar, yasalar karşısında bir hayli güçlü oluyor.

Devletin sahipleri onlar(!)

Sayısal yönden küçücük bir azınlık,

Siyasal yönden hayli kalabalıklar...

Şu saatten sonra

Kütlesi kitlesinden ağır basan azgın azınlıklar saldırıyı hak olarak görüyorken,

Hangi sakallı veya çarşaflı Müslüman,

Kendi ülkesinde,

Ayrımcılığa, hakarete ve şiddete uğrama endişe ve korkusu yaşamadan caddelerde gezebilir?

Yeni Anayasa tartışılıyorken

Bu konunun netlik kazanması lazım

Yani

Türkiye’nin herhangi bir şehrinde

Herhangi bir dini veya etnik unsur,

Veya herhangi bir dini veya etnik sembol

Ayrışmadan

Hakarete veya şiddete uğrama korkusu yaşamadan,

Yada

Geçmişte yaşandığı haliyle

Hastane,

Okul,

Belediye,

Park veya kampüs gibi toplumsal alanlardan yasaklanmadan,

Dışlanmadan,

Eşit,

Adil ve güven içinde çarşaflı veya değil sakallı veya sakalsız

İnançlı veya inançsız

Korkmadan,

Çekinmeden

Huzursuz olmadan

Endişe yaşamadan

İnancına uygun kıyafetiyle veya kendi anadilinde türkü mırıldanarak çarşı, pazar, metro, otöbüs, park, bahçe dolaşabileceği güvencenin Amasız, Fakatsız, Lakinsiz sağlanması Adil bir Hukuk düzeninin sağlaması gereken  Temel bir İnsani Hak tır...

Dua ile...

Paylaş: