SANANE

Metehan Çelik

İslam’ın en büyük özelliği ‘’BANANE’’ dememektir. Önüne aldığı her şeyi yıkıp harabe eden bir selin önünde tuttuğunu kurtarmaya çalışmak İslam’ın en büyük en gerçek en sosyolojik gerçeğidir.

Bir ateş çukuruna doğru yürüyen ve ateş çukurunu görmeyen insanlara önündeki ateş çukurunu hatırlatan, onları o ateş çukurundan canı pahasına koruyan, yönlerini selamete çeviren bir şuurdur.

Körelmiş, hakikat gerçeğine kulaklarını tıkamış inanan insanların kulağı gözü olmaktır.

Hayat bağı kopmuş, umutları tükenmiş insanlara umut tacirliği yapmaktır.

Gel gelelim ‘’SANANE’’ diyen ve inanan insanlar topluluğuna.

İlahlığa soyunmuş insanların karşına geçip sana ne diye hakkını ve özgürlüğünü savunan(!) bir insan topluluğu, tek gerçek kendi benliği olan insan topluluğu.

Her uyarıyı özgürlüğünü kısıtlamak olarak algılayan, gerçek özgürlüğün; kendi düşüncesine arasına kimseyi koymadan inanmak olarak anlayan insan topluluğu.

Maalesef böyle bir toplulukla karşı karşıya kaldık. Bilinçli veya bilinçsiz bir topluluk haline gelmiş bir insan yığınınla karşı karşıyayız.

Allah’ın en büyük emri ‘’Sizin içinizden hayra davet eden (mürşidlerden) bir cemaat olsun ve mârufla emretsin, ve münkerden nehyetsin (men etsin). İşte onlar, onlar felâha erenlerdir.’’  sanki onların özgür(!) hayatlarını yargılamak olarak algılayan sanki Allah ile onların arasına girdiğini sanan insanlar.

Bu gün bu emri uygulayan insanların sık sık karşılaştığı insanların özeti ve vahim durumu maalesef budur.

Birilerinin bu insanlara Müslüman oldukları için yaşamak ve uymak zorunda olduğu emirleri hatırlatmalarını hazmedemiyorlar.

Kendi düşünceleri İslam’a aykırı olsa bile, onlara sıkı sıkı tutunan, Allah’ın emirlerini ile kendi emirlerini yarıştıranlara gerçek emirleri hatırlattığın zaman hazmedemeyerek saldırıya geçmeleri nasıl bir savunma mekanizması olduğunu kendi hür ve özgür(!) akıllarına sormak zorundalar.

Akıl tutulması yaşamak dediğimiz mantığa uzaktan yakından yakışmayan bu anlamsız tutumdan kurtulmadan sanırım kendilerini göremeyecekler.

“Sana ne demeye sen kimsin ki bana karışıyorsun” demeye devam ettikçe korkarım gerçek emirleri hiçbir zaman öğrenemeyecekler.

Doğru olduğunu zannettikleri tutumla yaşamaya ve korkarım ölüme kadar doğru yolda olduklarını zannederek gidecekler.

Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar. (Zuhruf Suresi, 37)

Kendilerine güzelce hakikat ve gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. Onlar anlamasa bile sabırla ve yumuşak bir dille uyarmak bizim hayat amacımızdır.

Bir gün mutlaka kendileri de ‘’SANANE’’ demekten vaz geçip ellerini taşlarının altına koyup ‘’BANANE’’ demekten vaz geçen insanların arasına katılacaktır.

 

 

 

Paylaş: