Yokuşta Davasını Sırtlayıp Düz Ovada Terkedenler

Serdar Mirza Mollabey

"Davalar acılar içinde doğar, refah içinde ölürler. "

Aliya İzzet Begoviç'e atfedilen muhteşem bir tesbit.

Evet acılar içinde doğar davalar;

Bir dert

Bir sorun

Bir haksızlık

Bir hukuksuzluk

Bir zulüm karşısında ortaya çıkarlar.

İlk filizlendiğinde mazlumdur, acılıdır, zayıftır, narindir, kırılgandır.

Mazlumca doğan davalar mücadeleci ve kararlı dava erlerinin omuzlarında yükselir, olgunlaşır ve güç kazanır.

Mücadelenin bedeli acıdır, çetindir, hüzünlüdür, ağırdır, külfetlidir ve binlerce hüzün hikayesi üzerine inşa edilir...

Şimdi kendi adımıza

Dikkatimizi dağıtan tüm seslerden kurtularak

Gözlerimizi yumalım

Ve

Bilincimizi geçmişe doğru zorlayalım

Son kırk yılı

film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçirelim

Türban mücadelesi,

Üniversite Kapılarında itilip kakılanlar,

Saçlarından sürüklenenler,

Yaş kararı mağdurları,

Kamusal alan tartışmaları,

Her suça uydurulan kavram " İrtica "

Yasaklar,

İşten atılan muhafazakar memurlar,

Camilerden gözaltına alınan çocuklar,

Eylemler,

Şiir okumanın bile diyet ödettiği bir zaman

Ve

Mağduriyetler

* Geriye dönüp baktığımızda sessiz sedasız bir devrim gerçekleşmiş

Devasa bir zafer kazanılmış.

Çekilen onca acı,

Verilen onca mücadele,

Feda edilen onca hayat zaferle taçlandırmış mücadeleyi...

Meclisten Türbanı yüzünden yuhalanıp kovulan vekillerden, Cumhurbaşkanı adayının eşinin türbanlı olmasına fırtınaların koparıldığı bir zamandan, türbanı yüzünden işten ve okuldan atılanlardan, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Emniyet, Ordu, ve tüm Kamu personeli Türbanlı çalışanlara dönüşün yaşandığı muazzam bir refah inşa edilerek büyük  bir zafer kazanıldı.

Cumhurbaşkanı,

Bakanlar,

Ordu komutanları,

camilerde cemaatle saf tutar hale geldi

* Ancak devrim ilk kendi çocuklarını yemekle işe koyuldu,

Acılar içinde doğup büyüyen dava, refah içinde ölüme terkedildi,

Türban mücadelesi acılar çekilerek kazanıldı ancak ruhu, inancı, manası kaybedildi,

Mücadele zaferle tamamlandı, ama uğruna mücadele edilen değerler kaybedildi,

Yoksulluğun en mazlum haliyle mücadele eden mücahidlerimiz dünyevileşerek müteahitliği asli erdem olarak görmeye başladı,

İhlas, samimiyet, fedakarlık, adanmışlık, refahın kazanılmasıyla tersine döndü,

Kısaca;

"Acılar içinde doğan dava, refaha kavuşunca   ölüme terkedildi."

Hakkı hakim kılma mücadelesinde yeniden ihlas, samimiyet ve adanmışlık ruhunun yeşermesi,

Duası ile...

Paylaş: