Astronomik maaş alanların Asgari ücretleri belirlediği bir garip dünyadayız..
Simit hesabıyla asgari ücreti tartışıyoruz...
Istakozsuz sofraya oturmayan beyefendiler
Simitle karın doyurmanın tekniklerini anlatıyor...
4 kişilik bir aile
4 simit + 4 çay size net şu kadar kalır (!)
Kira
Elektrik
Su
Doğal Gaz ?
Sistem İlkel köleliğin modern halini dayatıyor...
İhsan edilene razı olmak zorunda kalıyor emekçiler...
Yoksulun emeği, zenginin servetine servet katarken,
Emekçiye simide talim etmek kalıyor...
2019 verilerine göre Gini katsayısı 0,41 civarında
Yani gelir dağılımı adil değil.
Sistem parası olandan yana...
Daha gerçekçi,
Daha adil,
Daha kabul edilebilir bir yolu varmıydı bu işin?
Komisyonda yeralacak herkesin eline hesapladıkları asgari ücreti tutuşturup çoluk çocuk bir ay geçinmelerini isteyin...
Bir ay ıstakoz yiyemesinler,
Vardiyada çıkan portakalı çocuklarına götürmenin burukluğunu yaşasınlar,
Ev sahibinden,
Bakkaldan,
Manavdan saklanarak gezmenin ezikliğini yaşasınlar.
Biraz empati kurup,
Biraz hemhal olsunlar.
Sonrasında fazla gördükleri miktarları geri alsınlar.
itiraz edecek tek bir işçi bulamazsınız...
Adaletin sarsıldığı noktada,
Vatandaşına asgari bir yaşam düzeyini temin etmekle kendini yükümlü sayan devlet telafi edici olmalıdır...
İşçi lehine pozitif ayrımcılık yapılmalı
Vergilerden muaf tutmalı,
Sübvansiyon ve sosyal destek sağlanmalıdır.
Ülke ekonomisi bunu taşımaya yetmiyorsa,
Keser gibi sadece kendine yontan işveren karşısında işçiyi koruyacak tedbirler alınmalıdır...
Fedakarlık gerektiren süreçlere işverenin azami derecede katılması sağlanmalıdır.
Başka bir ifade ile devlet,
işçi ile işveren arasında testere gibi durmalıdır.
Hak ve menfaatler konusunda iki tarafa adil bir çözüm sunarak,
Emekçiye emeğinin hakkını, işverene sermayesiyle aldığı riskin karşılığını sunmalıdır...
Dua ile...