Sabah Yakın Değil Mi?

Necati Karataş

Sıcak temmuz güneşi kadar mukavemetli bir samimiyetle günü akşam etmenin sevincini yaşarken, geceye kışın zemheri soğuğunu sancılı bir doğum bir öfke yumağı olarak yağdırdım. Çünkü geçmişime ağlayarak bu günlerime kin bilediğim gün...

Uyuma gözlerim ...

Sabah yakın değil mi...

Bazen sadece demlenmek istersin

insanın varoluşsal bilincinin oluşmasında, toplumsal hayatının düzenlenmesinde değer merkezli dinamik bir yapı arzını hissetmek için.. Donuk ve mat bir şekilde düşünür durursun insanı tanıdıkça. Kendisiyle eşya taşınamayan dekoratif sepet gibi insan da insanın derdini taşımıyor artık. Oysa ki, Müslüman kötülüklere galip gelebilmenin ve iradeye hakim olabilmenin mutluluğunu dostlarıyla paylaşarak güne başlardı. Dün işkence, zindan, muhacerat ve hastalıklarla geçen ömürler.. bunlara rağmen İslam davasından bir adım dahi geri durmayan, taviz vermeyen insanlarımızdı.

Ölüm, işkence, hapis, kınama, kötüleme, toplumdan soyutlama ve boykot kimlik sahibi bir fert için fark etmezdi. Her halükarda kimliğine sahip çıkardı. Çünkü o kimlik sahibiydi. Bugün bunlar lügatımızı süsleyecek metaforlardır artık.

Hakkın ve mazlumun yanında zulüm ve zorbalığa karşı duran kimlik sahibi  insanlar yok artık.

Diyorlarki sayısal verilere göre iyi durumdayız bilmiyorlar ki, gerçek verilere göre battık.

İçki serbest

Kumar serbest

Zina serbest

Dindar nesil söylemi iddiadan öteyede geçemedi, aksine her gün bir çelişki ile dinsizliğe doğru aktı.

Gerilmenin çöküşün, ahlak erezyonunun baş sorumlusu olan ifsat projesi DİZİ'lere bütçeden korkunç paralar aktarıldı

"Bir gün gelecek kâfir milletler sizin başınıza oburların yemek çanağına üşüştükleri gibi üşüşecekler. Orada bulunanlar ‘O gün biz az olacağımız için mi böyle olacak ya Rasûlallah?’ dediler. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: Hayır o gün siz çok olacaksınız, lakin siz selin üzerinde sürünüp giden çer çöp gibi olacaksınız...”

Allahım! Yarattığın varlıklar adedince, razı olacağın kadarıyla, Arş’ının ağırlığınca ve kelimelerinin mürekkebi miktarınca Sevgili Efendimize salat ve selam eyle..

O Efendimiz (sav) yıllar önceden bu günleri haber vermişti...

Bu gün Allah'ın birliğini (tevhid) telkin etmeye başlayınca sanada yöneltilen deli, büyülenmiş, şair, kâhin, sihirbaz, uyduruyor, kötülük sebebi gibi akıl almaz ithamların baş aktörüsün, hele bir suçlama var ki pek ilginç "Allah'a iftira ediyor" diyecekler. Seni suçlayarak akıllarınca Allah'ı savunmaya kalkacaklar.

Bugün ülkemizde hak etmediğin halde en ağır suçlamalara maruz kalan sen olacaksın. Bunun tam tersi ola­rak, hak ettikleri halde suçlanmayan, sinsilikleri ve hainliklerine rağmen en fazla anlayışla karşılananlar da onlardır.

Bu habis gruh, zulmü normal yaşantıya dönüştürmüş, hayatlarını böyle sürdürmeye inatla devam ediyorlar. Her türlü kötülüğün daha kötüsü, o kötülüğün normal sayıp alışkanlık hâline getirmeleri, kendilerinin sonu olacaktır.

Kendini kınayan nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).

(Kıyamet 2. Ayet)

Kalın Selametle

Paylaş: