Artık Müslümanlar, bu topraklara ait olmadığınızı biliyor.

Muhammed KILIÇ

Batı'dan gelecek her hangi bir tehlikeden endişe duymuyorum ama içimizdeki Batı zihniyetli, Yahudi, Yunan ve Ermeniler yüzünden, gelecek bir nesil beni çok  ürkütüyor.
Türkiye’de dokunulmazlar var. Onlar durduğu müddetçe bu memlekete huzur ve refahtan asla söz edilemez.
Elit tabaka denilen bu “azınlık dokunamazlar”  kendini devletin sahibi gibi görüyor. O yüzden hala “bu devlet bizim” nakaratlarını seslendiriyorlar. Bizim dışımızdakiler de bize hizmetçi gözüyle bakıyorlar.
Yıllar önce Soyadı Kanunu ile kimliklerini gizleyen bu dokunulmazlardan olan Ermenilerin çoğu kendilerini Kürt, Yunanlıların Türk, Yahudiler'in ise Türk/ Kürt olarak kayda geçirdikleri biliniyor. Özellikle ırkçılık ve İslam düşmanı  üzerine bina edilmiş karanlık odalardan beslenen bu kesimlerin isimleri Ahmet, Mehmet, Sezen olması da sizleri yanıltmasın. 
Bu grup özellikle Mustafa Kemal'in devrimleri arkasına sığınarak aziz İslam'a  ve İslam'ın şiarlarına saldırıyorlar. Bu toprakların bünyesine yabancı olmaları hasebiyle var olma mücadelelerini Mustafa Kemal'in devrimleri üzerinden veriyorlar.  Kendilerini yasa zoruyla koruma altına almaları da bundan kaynaklanıyor.
Toplum inşasında mayası olmayan bu bukelemunlar, ağu dilini kullanarak, topluma dayattıkları ahlaksızlık ve bu ahlaksızlıktan  doğan bu marazdan 100 yıldır canımız acıyor. Mustafa Kemal'in de yasalar üzerinden korunma altına alınması, onların varlıklarının teminatı olmuş.
Evvelâ şunu belirtelim; herkesin dini kendine özeldir. Ve yine dili, ırkı da öyle. Bir Ermeni ve Yunan ile insanlık çerçevesinde buluşur, ticaret ve komşuluk yapabiliriz. Bundan bir beis yok. Ancak yıllardır kimliksiz bir şekilde sağdan sola savruluyor. Olanlar müstesna...
Mesela ben göğüsümü gere gere MÜSLÜMANIM diyebiliyorum. Ama onlar ben Emeniyim, Yahudiyim, Hristiyanım diyemiyorlar. Sadece ben Türkcüyüm ve Kürtçüyüm diyebiliyorlar. Bunu Müslüman Kürt ve Türkleri zan altında bırakmak  olarak da okuyabiliriz. Lakin aklı başında biri, ırkçı ve kafatascılık, dine ve dinayete olan kinleri  yüzünden  onları rahatlıkla tanıyabilir. Çünkü ne Müslüman Türk'ün ne de Kürdü'ün faşizanlığı yoktur. Doğal olarak ırkçılığı redetmişlerdir. Dinine bağlıdırlar, dinayetini korurlar.
Eğer bugün bir Kürt veyahut bir Türk,  sizi ırkçılığa ve İslam'a hakaret etmeye davet ediyorsa, bu eylem ve söylemlerini piyasaya sürüp pazarlıyorlarsa, düşünmeli insan.
Ayrıca bu kafatascıların çoğu bugün ülke yönetiminde, tiyatro ve sanatta, 
hasseten siyasette söz sahibi.
Onlara soruyorum?
Ayıp olan kimlikleriniz değildi.
Yıllarca  Kimliğinizi gizleyip, kişiliksiz yaşadıktan sonra ülkeyi yönetseniz ne olacak?
Kişiliksiz bir şekilde ömür tükettikten sonra topluma katacak, insanlığa verecek bir değeriniz mi kaldı.? 
Kendinize hayrınız olmadı diye fitne yuvası olmaktan vaz geçin. Artık takke düştü, kel göründü, bilesiniz.

 

Paylaş: