Bireyin istiklali toplumun istikbalini mümkün kılacaktır

Muhammed KILIÇ

Herbirimizin bir organı, dokusu, iskelet, damar ve sinir sistemlerimiz tek tek kendi görevini yapacak yetkinlikte yaratılmış olmasına, ayrıca bunların solunum ve sindirim sistemlerimiz gibi birçok sistemler meydana getirerek birbirleriyle koordineli çalışmasına şahit olmaktayız. Bu devasa sistem, bize her şeyi en ince ayrıntısıyla bilen ve her şeye gücü yeten bir yaratıcıyı hatırlatıyor.
Bir köstebek, bir yılan, toprağa karşı merhametlidir. Onu havalandırır. Bir diken, kuşlara, böceklere karşı merhametlidir. O sert bünyesinde açan nazenin çiçeklerle onlara rızık vesilesi olur. Güneş ısısını ve ışığını ulaştırarak çevresindeki gök cisimleri için nurun sebebi olur. Dünya ise insana karşı merhametlidir. Başını eğer ve etrafında döner, mevsimler, gece ve gündüz oluşur. Bu denge böylece akıp gider. Bu dengenin içerisinde kendi manevi disiplinini sağlayamayanlar, toplumda disiplin sağlayabilir mi? 
Değişimin ana hatlarını kendi içlerinde, zihinlerinde ve kalplerinde keşfedemeyenler, kazanımlarını ellerinde bir veri olarak biriktiremeyenler, başkalarından araklanmış usullerle kamil şahsiyetler peyda edemezler.
Dini, mezarlıktan çıkarıp, yönetim merkezlerine çıkarmayı hedeflerken, nefislerimizi saltanat tahtına oturtma çelişkisine düşmemek için toplum olarak bilgi çokluğu ve bilgi çöplüğü arasında zaten şaşırmış olan zihinlerimizi, enformatik cehalette boğmamalı.
Peygamber Efendimiz (sav),
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz...” buyurmaktadır.
Bu cümle ile başlayan ve hak, vazife, sorumluluk ilkelerini topluca ifade eden hadisin devamında, devlet başkanı, aile reisi, anne, baba ve hizmetçi sorumluluk alanlarıyla birlikte tek tek zikredildikten sonra, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz.” diye işin prensibi bir kez daha teyid etmektedir. 
Ahlâk, prensip gerektiren disiplin ve istikrar içerisinde süreklilik arz eden, hayatın tüm zamanlarına taşınması gereken bir olgudur. Bu olguya halk dilinde olgunluk da denir.
Fert ve aile planında sergilenecek olan bu olgunluk doğru bir çerçevedeyse, canımızı, malımızı, neslimizi, aklımızı ve dinimizi güvence altına alır.
Bu bağlamda toplumsal kalkınmada katkısı olan, hiyerarşik sıralamada liyakat ve ahlakın öncelikli prensip olduğunu bilmeliyiz.
Liyakatli ve ahlaklı bireyler, diğer bireyleri tetikleyerek şeffaf toplumunun dinamik taşlarını harekete geçirir. Ülkemizin selahiyeti ve dünyanın selameti için
ortam ve mekanların dizaynının olgunlaşma göstermesi ancak
Diyanet İşleri Başkanlığının revize edilerek,
okulların medrese statüsüne kavuşturulup, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının birlikte hareket etmesiyle mümkündür. Vatan toprağını işgalcilerin mandasından kurtarmak veya o vatanın gerçek sahipleri tarafından bağımsız ve özgür kararlar alarak yönetilmesi şeklinde algılansa da bu sadece coğrafi ve maddi bağlamda görülen bir bağımsızlık halidir.
Olması gereken, insanlarla Allah arasına giren engellerin ortadan kaldırılıp, bedenleri esaretten kurtarılmış insanların zihin ve yüreklerinin de tüm beşeri ve şeytani güç odaklarının şeffaf zincirlerinden kurtarılmasıdır. Aksi
ile teyit edilmezse, hakiki bir istiklâl olmayacaktır.
Selam ve dua ile Allah'a emanet olun.

Paylaş: